Tuesday, April 18, 2017

İstiridye Masal Anlatıyor



"İstiridye Masal Anlatıyor" Arda'nın okuldaki kumbara etkinliğinden, yanında ben olmadan, satın aldığı ilk kitap. Hatta ilk imzalı kitabı. O yüzden yeri bende çok ayrı.

"İstiridye Masal Anlatıyor" bir deniz hikayesi. Denizdeki diğer canlılardan farklı olduğu için yalnız kalan bir denizatının masalı.. Farklı olduğu için evsiz ve arkadaşsız kalan..

Oysa ki birbirimizden farklılıklarımız olsa da ortak tek bir özellik dahi bizi birbirimize yakınlaştırmaya yetmez mi?

"İstiridye Masal Anlatıyor" yine evrensel bir dil olan müziğin, ortak bir duygunun denizatının nasıl arkadaş bulmasına, diğer canlıların O'nu kabul etmelerine yardımcı olduğunu masalsı bir dil ile anlatıyor.

Sanıyorum bu yüzyılda Dünyanın her yerinde farklılıklarımızı kabul etmeyi, birbirimizi sevmeyi öğrenmeye çok ihtiyacımız var.

O yüzden bu masala kulak verelim...

Masalın yazarı Gülşah Özdemir Koryürek ve Müjde Başkale'ye teşekkürlerimizle,



İstanbul For Kids



Bu kitap 2014 yılında yayımlandığında hemen gidip aldığımı hatırlıyorum. İstanbul ile ilgili çocuk kitaplarının öncülerinden. O yüzden yeri benim için ayrıdır. Geçtigimiz hafta oğlumun okulunda İstanbul'un tarihi yerleri ile ilgili bir broşür hazırladıklar. Bizde fırsat bu fırsat ufak bir tarihi yarımada gezisi yaptık. O broşür Arda'nın yaşadığı şehrin tarihi eserlerine ilgisini çok artırdı. Yeni nesil şehrine sahip çıkacak. Okuyacak, öğrenecek emin olun yeter ki bir kapı aralayalim. Kitap ingilizce. Belki yaz tatilinde hem okur hem İstanbul'u keşfedersiniz. Sevgiler...

Halikarnas Balıkçısı


 HALİKARNAS BALIKÇISI




Cevat Şakir'İn en sevdiğim fotoğraflarından. Ara Güler çekmiş. Cevat Şakir'in son yılları.. Arkasında çok sevdiği balıkçılar ve tekneleri.. Cevat Şakir ülkemizin yetiştirdiği en önemli değerlerden. Bodrum'u, sünger avcılarını, balıkçıların hayatını muhakkak O'nun kaleminden okumalısınız. Dün doğumgünüydü. Biz de kendisini bir Merhaba ile selamlayalım. Merhaba!

Wednesday, February 15, 2017

Dinozorla Karşılaşma







Muhtelif sağlık problemlerinden dolayı uzun sayılabilecelek bir aradan sonra yeniden Merhaba demek istiyorum .

İlkokul birinci sınıfa devam eden çocuklarımızın bir çoğu artık okumaya başladı. Bugün sizi Doğan Egmont tarafından yayımlanan okumaya başlarken serisi ile tanıştırmak istiyorum. Seri özellikle 1. ve 2. sınıflara yönelik olarak hazırlandığı için o yaş grubuna uygun olarak seçilmiş. Metinler yine müfredata uygun olarak el yazısı ile yazılmış. Biz  Joanna Jagiello'nun yazdığı, Joanna Rusinek'in çizdiği Dinozorla Karşılaşma'yı okuduk... Kitap 45 sayfa ancak her bir sayfaya düşen metin fazla uzun değil. Dolayısıyla onların ilgisini çekebilecek pek çok resim var. Ayrıca hikaye ile ilişkili yapıştırmalarla da istedikleri yerleri süsleyebilirler. Kaykaylı Cadı, Fırfır ve Motorlu Süpürgesi, Çantamda Uzaylı Var, Foklarla Bir Gün, Robot Robi, Altın Yumurtanın Peşinde, Karasakal'ın Hazinesi ve Dinozorla Karşılaşma seriden çıkan kitaplar.


Görüşmek Üzere,



Monday, January 2, 2017

Kaybedince Kızan Sally


Hepimiz kazanmaya programlanmış hayatlar yaşıyoruz. Çocuklarımız da iyi birer gözlemci oldukları için kazanmanın gerekliliğini öğreniyorlar. Oysa ki hayatta kaybetmek de var.. Onlar kaybetmeye tahammül edemediklerinde ne yapmalıyız? 

https://kadin.mynet.com/annecocuk/1197631-kaybedince-kizan-sally-kazanmak-ve-kaybetmek-uzerine-bir-hikaye.html


Thursday, December 15, 2016

Bremen Mızıkacıları




Yeni dönemde okula başlayan birinci sınıflar yavaş yavaş okumaya başladılar. Okumalarını geliştirebilmeleri için kolay okunan, anlamlı aynı zamanda okumayı sevdirecek hikayelere sahip kitaplara ihtiyaçları var.  Bu amaçla klasik bir masal olan Bremen Mızıkacıları İş Bankası Kültür Yayınları tarafından hazırlanan İlk Okuma Kitaplarım serisinden sadeleştirilerek yayımlandı. Seriden özellikle Bremen Mızıkacıları'nı seçtim. Son yıllarda klasik masalları biraz ihmal ettiğimizi düşünüyorum. Oysa ki bütün klasik masallarda yılların birikimi var.

İlk Okuma Kitaplarım serisi dört ayrı seviyeden oluşuyor. Metinler küçük okuyucularımızın anlayabilecekleri şekilde sadeleştirilmiş. Resimleri de ilgi çekici. Bazılarında ise yeni okuyucuların ilgisini çekecek bulmacalar da var. Bremen Mızıkacıları üçüncü seviyede yer alıyor. Anlatıcısı Susanna Davidson resimleyen ise Mike ve Carol Gordon.

Sunday, December 4, 2016

Küçük Bulut Sirus


 Başımızı kaldırıp gökyüzüne baktığımızda kaçımız bulutların çeşitlerini sayabiliriz? Sokağa çıktığınız zaman başınızı gökyüzüne kaldırıp bakın bakalım sonsuz mavilikteki beyaz bulutlara..Gökyüzünde gördüğünüz hemen hepimizin çocukluğumuzda farklı şekillere benzettiği beyaz pamuklardan biri hikayemizin kahramanı ‘Küçük Bulut Sirus.’  Küçük kahramanımız çoğu çocuk gibi kısa zamanda büyümek istiyor. Hikaye boyunca bir bulut aracılığıyla bir canlının varoluşuyla ilgili kaygılarına, heyecanlarına, kafa karışıklıklarına tanıklık ederken; gökyüzünde ‘Küçük Bulut Sirus’tan yani kümülüs bulutlarından daha az gördüğümüz diğer bulutların türlerini  ve doğada herşeyin bir döngü içinde birbiriyle bağlantılı olduğunu öğreniyoruz. Bir su damlasının yeryüzünde yolculuğu, buharlaşıp gökyüzünde devam ediyor. Sonra tekrar yağmur olup yeryüzüne düşüp toprağı sulayıp, hayvanların susuz kalmamasını sağlıyor. Yaşamın bütünlüğü, döngüselliği hikayenin içinde akıp gidiyor. Böylelikle yeryüzünün, doğanın her parçasına sahip çıkıp korumamız gerektiğini, bütün parçaların birbiriyle ilişkili olduğunu görüyoruz.

Çocukların herhangi bir ders kitabında okumaktan kaçınacakları bilimsel konuların hikayelerini okumayı çok seviyorum. Ceren Kerimoğlu’nun yazdığı ‘Küçük Bulut Sirus’ tam olarak böyle bir hikaye. Elma Çocuk tarafından yayımlanan ‘Küçük Bulut Sirus’u Ayşe Akıllıoğlu resimlemiş. Ayrıca Ayşe Akıllıoğlu kitapta resimleri hangi teknikle yaptığını, isteyen çocukların da bu tekniği kullanabilmeleri için gerekli bilgileri vermiş. Kitabı okuduktan sonra sokağa çıktığınızda gökyüzüne başınızı kaldırıp doyasıya bakın.

Sizin bulutunuz hangisi? Sirus mu yoksa Nimbus mu?

Thursday, December 1, 2016

Thursday, November 24, 2016

Öğretmenler Günü



Tüm öğretmenlerimin öğretmenler günü kutlu olsun. Onları hiç unutmayalım.

Wednesday, November 2, 2016

Para Ağaçta Yetişmiyor










Kitabın adını okuduğunuzda birçoğunuzun ne yazık ki dediğini duyar gibi oluyorum. Düşünebiliyor musunuz her gün ağaçtan istedğimiz miktarda parayı hiç sorunsuz toplayabildiğimizi? İlk etapta maddi zorlukların ortadan kalkacak olması hepimiz için cazip bir durum. Peki ya üretmek, bir amaç veya ideal uğruna çalışmak? Jennifer Moore-Mallinos'un yazdığı Gustavo Mazali'nin resimlediği 'Para Ağaçta Yetişmiyor' böyle bir durumun aslında bizleri nasıl mutsuz edeceğini anlatıyor.

Günümüz koşullarında satın almanın, tüketmenin sonu neredeyse yok. Sınırsız uyaranlara maruz kalan çocuklarımıza parasal sorumluluk kavramını kazandırmak ise oldukça zor. Tasarruf etmek, ihtiyacımız kadar satın almak ve özellikle çalışarak kazanmanın erdemini küçük yaşlarda edinmeleri, hayatları boyunca mutlu olabilmelerinin kilit noktalarından bir tanesi. Bizim annelerimizin babalarımızın çocukluğunda özellikle erkek çocuklar yazın bir kısmında işe gidip kendi hayatlarının sorumluluğunu almayı erken yaşta öğrenebilme şansına sahiplermiş. Tabiiki burada bahsettiğim çocuk işçilik asla değil. Kitabı okuduğunuz zaman küçük kahramanımızın annesine yardım ederek kazandığı paranın O'nu ne kadar mutlu ettiğini göreceksiniz.

Doğan Egmont'un Hayat Dersleri isimli serisinden yayımlanmış. 'Ev Alma Komşu Al' ve 'Ders Çalışmak Zor Değil' ise serinin diğer kitapları.

İdeallerinizin hiç bitmemesi dileğiyle... 

Monday, October 31, 2016

Ben Mutlu Muyum?



Yaşadığımız her dönemin kendine ait duygusal özellikleri var.  Bu zamanın ruhunda da can sıkıntısı, mutlu olma arzusu, bunalımda olmak gibi duygusal durumlar son derece yaygın. Oysa ki hala köyde doğa ile barışık yaşayan bir çocuk veya yetişkin can sıkıntısı kavramı ile pek tanışık değil. Şehirde yaşayan çocukların mutluluğun ne demek olduğunu haytalarına sağlıklı birer birey olarak devam edebilmeleri için çok iyi kavramaları gerek. Çünkü büyük ihtimalle, bizlerde, özellikle hayatımızı kuşatan medya uyaranları ile çoğunlukla kendimizi mutsuz hissediyor, sıkılıyor ve çocuklarımıza doğru biçimde örnek olamıyoruz. Eğer bir çocuk herhangi bir etkinlik başka bir deyişle 'yapılandırılmamış zaman' geçiriyorsa sıkılıp kolayca mutsuz olabiliyor veya tüm istekleri gerçekleştirilmiş, istediği her şey alınmış olmasına rağmen yine kendisini mutsuz hissediyor. Eminim sizde defalarca 'neden?' sorusunu son derece çaresiz biçimde kendinize sordunuz. İşte bu basit ama kilit soruya cevap bulmak hayatımızın amaçlarından biri olmalı. Tüm bu duyguları anlamamıza, sorgulamamıza Tudem tarafından yayımlanan 'Ben Mutlu Muyum?'sorduğu provakativ sorular ile çocuklarımıza ve hatta bizlere yeni pencereler açacak bir kitap.


Kitapta ana başlıkları oluşturan tüç emel soru ile; 'Mutlu Olduğunu NasılAnlarsın?',  'Mutlu Olmak Kolay mıdır?', 'Ne pahasına Olursa Olsun Mutluluğu Aramalı mısın? mutluluk kavramı sorgulama yönetemi ile anlatılmaya çalışılmış. Konu ile ilgili kısa tanımlar yapıldıktan  sonra bir çok soru var. Eminim bu soruları çocuğunuzla okurken sizler de kendinize soracaksınız.Kitap çok farklı okuma yöntemlerine açık. İsterseniz her gün içinden bir kaç soru okuyup üzerinde konuşabilirsiniz veya sizde kendi duygularınızı çocuğunuzla paylaşabilirsiniz.

Serinin yazarı Oscar Brenifier çizeri ise CatherineMeurisse. Felsefe öğrenimi, uygulaması ve çocuklar için felsefe alanında uzman olan Oscar Brenifier'in kariyeri çok etkileyici. Özgeçmişinde 30'dan fazla değişik ülkede okullarda felsefe atölyeleri yapıyormuş . Serinin 'Güzel Nedir?', 'Sanat Nedir?', 'Ben Kimim?'  gibi farklı başak alanlarda da yayımlanmış kitapları var.

YAzımı kitaptan alıntıladığım şu sorularla bitirmek istiyorum;

'Hiç üzgün olmadan mutlu olabilir miyiz? '

'Mutluluk sana mı rastlantılara mı olaylara mı bağlıdır?'

'Kendimizi sadece başkalarına adayarak mı mutlu olabiliriz?'

Ne dersiniz?


Ben Mutlu Muyum?



Yaşadığımız her dönemin kendine ait duygusal özellikleri var.  Bu zamanın ruhunda da can sıkıntısı, mutlu olma arzusu, bunalımda olmak gibi duygusal durumlar son derece yaygın. Oysa ki hala köyde doğa ile barışık yaşayan bir çocuk veya yetişkin can sıkıntısı kavramı ile pek tanışık değil. Şehirde yaşayan çocukların mutluluğun ne demek olduğunu haytalarına sağlıklı birer birey olarak devam edebilmeleri için çok iyi kavramaları gerek. Çünkü büyük ihtimalle, bizlerde, özellikle hayatımızı kuşatan medya uyaranları ile çoğunlukla kendimizi mutsuz hissediyor, sıkılıyor ve çocuklarımıza doğru biçimde örnek olamıyoruz. Eğer bir çocuk herhangi bir etkinlik başka bir deyişle 'yapılandırılmamış zaman' geçiriyorsa sıkılıp kolayca mutsuz olabiliyor veya tüm istekleri gerçekleştirilmiş, istediği her şey alınmış olmasına rağmen yine kendisini mutsuz hissediyor. Eminim sizde defalarca 'neden?' sorusunu son derece çaresiz biçimde kendinize sordunuz. İşte bu basit ama kilit soruya cevap bulmak hayatımızın amaçlarından biri olmalı. Tüm bu duyguları anlamamıza, sorgulamamıza Tudem tarafından yayımlanan 'Ben Mutlu Muyum?'sorduğu provakativ sorular ile çocuklarımıza ve hatta bizlere yeni pencereler açacak bir kitap.


Kitapta ana başlıkları oluşturan tüç emel soru ile; 'Mutlu Olduğunu NasılAnlarsın?',  'Mutlu Olmak Kolay mıdır?', 'Ne pahasına Olursa Olsun Mutluluğu Aramalı mısın? mutluluk kavramı sorgulama yönetemi ile anlatılmaya çalışılmış. Konu ile ilgili kısa tanımlar yapıldıktan  sonra bir çok soru var. Eminim bu soruları çocuğunuzla okurken sizler de kendinize soracaksınız.Kitap çok farklı okuma yöntemlerine açık. İsterseniz her gün içinden bir kaç soru okuyup üzerinde konuşabilirsiniz veya sizde kendi duygularınızı çocuğunuzla paylaşabilirsiniz.

Serinin yazarı Oscar Brenifier çizeri ise CatherineMeurisse. Felsefe öğrenimi, uygulaması ve çocuklar için felsefe alanında uzman olan Oscar Brenifier'in kariyeri çok etkileyici. Özgeçmişinde 30'dan fazla değişik ülkede okullarda felsefe atölyeleri yapıyormuş . Serinin 'Güzel Nedir?', 'Sanat Nedir?', 'Ben Kimim?'  gibi farklı başak alanlarda da yayımlanmış kitapları var.

YAzımı kitaptan alıntıladığım şu sorularla bitirmek istiyorum;

'Hiç üzgün olmadan mutlu olabilir miyiz? '

'Mutluluk sana mı rastlantılara mı olaylara mı bağlıdır?'

'Kendimizi sadece başkalarına adayarak mı mutlu olabiliriz?'

Ne dersiniz?


Monday, October 17, 2016

Ottoloyo









Bugün yazıma size Ottoloyo diyerek başlamak istiyorum. Ottodonca Merhaba diyerek.. Ottoloyo!

Yitik Ülke Yayınları tarafından yayımlanan ‘Ottoloyo Truva Atı Doludizgin’ OttoDON gezegenininden dört çocuğun gezegenlerinin kayıp liderini arayışlarının gizemli serüveninin hikayesi. Arayışın bizim gezegenimizde olması ise bizim şansımız. Böylelikle bizlere gezegenimizin ve tarihimizin kültürel zenginliklerini gösteriyorlar, hatiyırlatıyorlar. OttoDON gezegeninden Dünya’ya ve Dünya’nın en güzel adalarından birine Heybeliada’ya ışınlanan dört çocuk buradaki çocuklarla güçlerini birleştirerek UluOtto’yu arıyorlar. Oysa ki biz büyüklerin genellikle tercih ettiği yöntem tartışmak, kavga etmek.. Çocuk kitaplarının en güzel yönlerinden biri bu. Kendilerini ‘yetişkin, olarak tanımlayan biz büyüklere alternatif yolların da olduğunu göstermesi. Evet çocukar farklı gezegenlerden de olsalar ortak bir amaç için güçlerini birleştirip, yardımlaşma duygusu ile bizleri gizemli bri yolculuğa çıkarıyorlar.

‘Ottoloyo Truva Atı Doludizgin’ serisinin ilk kitabı Marmara Bölgesi’nde geçiyor. UluOtto’yu ararken Edirne Selimiye Camii, Çanakkale Şehitliği, Heybeliada ve Bursa Ulu Camii kahramanlarımızın çeşitli gizemleri çözdükleri tarihi ve turistik yerler. Kitabın yazarları Esra Aylin Akalın ve Mine Topal’ın akıcı üslubu ve kurguıladıkları hikaye tarih, coğrafya ve hatta matematiğin test kitaplarındaki kuru bilgilerden ibaret olmayan; bugünümüzü anlamamıza, hayatı tanımamıza yarayacak bilgiler olduğunu gösteriyor. Doğrusunu söylemek gerekirse kitapta yetişkinlerinde bilemeyebileceğini düşündüğüm pek çok ayrıntı var. Örneğin Bursa Ulu Camii’nin minberinin 6666 adet abanoz ağacı parçasından yapıldığı bunlardan sadece bir tanesi....

Kitabın akıcı hikayesine Duygu Tong’un çizimleri eşlik etmiş. Kitabın başında gezeceğimiz yerleri gösteren Marmara Bölgesi’nin Haritası var. Keşke yazarların bizleri götürdüğü yerleri biraz daha fazla çizseydiniz..Eminim çizimleriniz bu keyifli hilkayeleri görsel olarak da zenginleştirip, bizleri hikayenin içine biraz daha fazla dahil edecekler.

Kitabın kahramanlarını daha fazla tanımak isterseniz www.ottoloyo.com adresini siyaret edebilir, yazdıklarınızı ottoloyo@ottoloyo.com adresiyle paylaşabilirsiniz.

Benim için macera başladı...

Devamını bekliyorum...

Monday, October 3, 2016

Tuesday, September 27, 2016

ROALD DAHL ve CHARLIE'NIN ÇİKOLATA FABRİKASI



ROALD DAHL ve CHARLIE'NIN ÇİKOLATA FABRİKASI 


13 Eylül'de tanınmış çocuk kitapları yazarı Roald Dahl'ın doğum günü kutlandı. Dahl, doğumunun 100. yıldönümünde dünyanın pek çok yerinde etkinliklerle anılıyor. Roald Dahl oldukça üretken bir yazar, hikaye anlatıcısı.  En tanınmış kitaplarından 'Charlie'nin Çikolata Fabrikası' da diğer başka kitapları gibi 2005 yılında Johnny Depp'in oyunculuğunda sinemaya aktarılmış. Kitap Charlie'nin Bay Wonka'nın Çikolata Fabrikası'na yaptığı geziyi anlatıyor. Büyük usta Dahl bu geziyi gerçeküstü yarattığı gerçeküstü bir dünyayı günlük hayatımızda karşılaşabileceğimiz duygularla, olaylarla kurgulayarak anlatıyor. Charlie'nin çok fakir bir ailesi var. O kadar fakirler ki bazı geceler karınlarını bile doyuramadan uyuyorlar. Yaşadıkları kentte Charlie'nin evinden bile görünen bir çikolata fabrikası var. Bay Wonka fabrikasına kimseyi sokmuyor.  O sene hiç beklenmedik bir şekilde fabrikanın sahibi Bay Wonk beş çocuğu çikolatalardan çıkan altın biletle gezdireceğini açıklaması hayatı daha da zorlaştırıyor. Çünkü Charlie'nin çok sevdiği halde çikolata alabilecek parası dahi yok. Gezinin asıl sürprizi ise Bay Wonka'nın bu efsane fabrikayı ziyaretçilerden birine devretmek için düzenlemiş olması.

Hayat hiçbir zaman bizlere aynı fırsatları sunmuyor. Çocuklarımızda tıpkı bizler gibi büyürken, büyüdükten sonra pek çok zorlukla karşılaşacaklar. Dahl bütün ustalığıyla kahramanı Charlie'de hem çocuklarımıza hem de bize umudumuzu hiç bir zaman kaybetmememiz gerektiğini işte o gerçek üstü dünyada anlatıyor. Hikayede geziye katılan beş ayrı çocuk ile beş ayrı dünyaya, kişiliğe tanıklık ediyoruz. Diğer çocuklar geziye aileleriyle katılıyor. Oysa ki Charlie tek başına geliyor. Ama geziye tek başına gelen çocuğa Bay Wonka çikolata fabrikasını devrediyor. Böylelikle iyilik, başarma arzusu, dürüstlük kazanıyor. 

Roald Dahl'ın dünyasında iyiler ayrı bir yere sahip. Bu sebeple Bay ve Bayan Kıl kitabında şöyle der;"İyi düşünceleri olan bir insan  asla çirkin olamaz. Düşüncelerimiz iyiyse, yüzünüzden güneş ışını gibi fışkırır bu düşünceler ve her zaman çok hoş görünürsünüz."

Yaşadığımız dünyada hepimizin iyilik, güzellik, doğruluk, dürüstlük gibi temel değerleri öğretmek, hatırlamak, hatırlatmak için Roald Dahl okumaya ihtiyacımız var.

Ne dersiniz?

P.S Yazarla ilgili ayrıntılı bilgiye roalddahl.com adresinden ulaşabilirisiniz.

Roald Dahl
Charlie'nin Çikolata Fabrikası
Resimleyen:Quentin Blake
Çeviren:Celal Üster
Can Çocuk 














Monday, September 19, 2016

Okullar açıldı


Tüm çocuklara mutlu hissettikleri, kendilerini geliştirebildikleri bir yıl dilerim.